Şygryýet melekleri / makalajyklar toplumy — Aýten Mutlu
Şygryýet melekleri / makalajyklar toplumy — Aýten Mutlu

Türk şahyry Aýten Mutlu 1952-nji ýylda Türkiýäniñ Balykesir welaýatynyñ Bandyrma etrabynda doguldy. Stambul uniwersitetini okap gutardy. Ýyldyz Tehniki uniwersitetiniñ gurluşyk inženeri fakultetiini üçünji kursa çenli okady.
Ilkinji edebi eserleri, hekaýalary we goşgulary orta mekdepde okap ýörkä ýerli gazetlerde çap boldy. Has soñra «İmece», «Yazko Edebiyat», «Edebiyat 81», «Varlık», «Hürriyet Gösteri», «Yaşasın Edebiyat», «Şiirlik», «Yeni Biçem», «Düşlem», «Sonbahar», «Ludingirra», «öteki-siz», «Şiiri Özlüyorum» edebi-çeper žurnallarynda we dürli gazetlerde makalalary, goşgulary yzygiderli çap edildi.
1997-nji ýylda Ibrahim Ýyldyzogly adyndaky şygyr bäsleşiginde birinji orna, 2001-nji ýylda Ýalowada geçirilen Halkara Poeziýa çäreleriniñ şygyr baýragyna, 2005-nji ýylda M.Sunullah Arysoý adyndaky şygyr baýragyna mynasyp boldy.
Aýten Mutlunyñ çeper suratlandyrmalara baý goşgularynda bir tarapdan gorkynyñ we gözelligiñ utgaşykly formada biri-birine garylan dünýäsiniñ gapylary açylýar, başga bir tarapdanam onuñ özi bilen göreşiniñ öñe çykarylýan liriki atmosferasyny görmeo mümkin.
Eserleri: «Dayan Ey Sevdam» (1984), «Vaktolur» (1986), «Seni Özledim» (1990), «Kül İzi» (1993), «Denize Doğru» (1994), «Çocuk ve Akşam» (1999), «Taş Ayna» (2003), «Yitik Anlam Peşinde» (2004), «Ateşin Köklerinde» (2005), «Uzun Gemide Akşam /Soir Dans le Bateau Long» (Mustafa Balel’in çevirisi ile, 2008)
Çeşme: ateslekarsilikveren.com
• Ölüm Gibi
işte sevişmek bitti
ölüm gibi devam ediyor gece
aşk henüz gidilmemiş bir ülkedir, diyorsun
ne kadar uzak gitsen çıkamazsın teninden
kendinden çıkamazsın ne kadar yakın gelsen
sessizce dinliyorum gecenin çanlarını
açık bir yara gibi çalıyor çanlar
vuruluyor sesinde çanların hayvanları
çıkamıyorum senden ne kadar uzak gitsem
sana varamıyorum
ne kadar yakın gelsem
gözlerinde
acının ürperen tenini okşuyorum
nereye akar, hangi ölü denize
istiridyeden koparılan incinin kanı
biliyorum
ölüm gibi devam ediyor gece
susamış bir yangını söndürerek kalbimde
çekiyorum körelmiş bir ateşin bayrağını
sesindeki çanların en yüksek kulesine
kapanıyor gecenin ağır kapısı
sonsuz mavi bir cam kırılıyor içimde
öpüyorum
öper gibi gözlerini son defa
ölüm gibi bir aşkın gözyaşlarını
• Taş Ayna
gecenin terli etinde
hayat, o ağır yele
savuruyor hiçliğin tozlarını
çınlayan reklam ışıklarına
demirli gölgelere
afişler kımıldıyor yorgun caddede
bir kahkaha, ipekten bir çekiçle
kırıyor taş aynasını
zamanın
rüzgâr kristalleri
dağılıyor gecenin ellerinde
dans ederek geçiyor şenlik alayı
ışıldayan altın külçeler gibi
gecenin buz tutmuş gözlerinde
parıldıyor
yalnız bir atın sessiz yaşları
hayat, o ağır yele
uçuşuyor
yıldızların sönmüş nefeslerinde
yaşlı bir at ölüyor
seğiren karlar üstünde
yaşlı bir at ölüyor
minicik bir yıldız gibi doğan bir at
bakıyor dünyaya soruların içinden
inleyen karlar üstünde
tanrılar ve adamlar görmüyor onu
zıplıyorlar gecenin neşeli güneşinde
bir geliyor bir gidiyor ışıklar
ürperen karlar üstünde
bir leke gibi duruyor at caddede
uçacak bir tüy gibi ağır ve ince
hayatın kıyıları uzaklaşıyor
soluyor kar çiçekleri yüzünde
dans ederek geçiyor şenlik alayı
kahkaha
çığlık
at
çöp yığını
hiç
gömülüyor
kalplerin çürüyen gecesine.
• Femina
nasıl bir ayin gerek bu lanete Femina
yaşamının kırıkları birleşsin diye
hangi büyülü ezgiyle dans edeceksin
yeni günün şafağında?
bin yılların laneti bu Femina
başka gün yok başka dünya
hadi dans et, elinde bir tas zehir
ayak bileklerinde demirden halkalarla
sıkılgan hecelerin sedef çiçekleriyle
kanırt çivisini tüm kutsal kitapların
Femina dans et ince topuklarınla
sars kızıl opalini toprağın
uzun kürklü hayvanların ininde
soğuk yıldızların ince yılanı
gibi kıvrıl Kybele ananın suretinde
başka gün yok başka dünya
boyun eğişlerin gururlu zilleriyle
çal bin yıllık aldanışı Femina
içinde eskil ritim, yırtılan etin sesi
umarsız sessizliğin iç çekişleri
eşlik edecek senin dansına
işaret bekleme sim gölgeler çağından
ışığın içindeki gölge gibi gel
ballı şerbetleri yudumlar gibi
iç aykırılığın saf içkisini
yaz buğusunda yanan ülke gibi gel
aklın deliliğe çarpan kıyılarından
bay tanrının yatağından
sisten çık gel siyah tüller içinde
siyah güller içinde
dantel tencerelerin kızgın köpüklerinde
hadi dans et, çoktan başladı ayin
büyülü ellerinle çal aşkın zillerini
Femina, uysallığın çılgın gelini
dans et, siyah iplik gününde parlak taşların
dans et, lanetli çığlığıyla bataklık kuşlarının
dans et, usanmış askeri gündelik savaşların
dans et, çağıran ritmiyle kaybolmuş hayatların
başka gün yok başka dünya
yeni günün şafağında
Femina
dans et. Şygryýet melekleri